Hayata hep umutla bakar mıyız? Umudumuzu korur muyuz? Azimli bir mücadele gösterir ve bunu kararlılıkla sürdürür müyüz? Hayallerimizin peşinden emin adımlarla, yılmadan koşar mıyız? En önemlisi umutlarımızdan vazgeçer miyiz? Bu sorular üzerine hepimizin bir fikri vardır elbette.

Bu yazımda sizlere bir film üzerine izlenimlerimi aktaracağım. Yazıyı okumaya devam etmeden önce bu sorulara birkaç dakikanızı ayırıp, irdeleyip cevaplar çıkarmanızı istiyorum. Umuyorum ki yazı bittikten sonra, izleme isteği duyacağınız “Front Of The Class” filminin sonunda tekrar gözden geçirip cevaplarınıza anlam katabilirsiniz. 

Filmin içeriğinden bahsetmeden önce Tourette sendromu ile igili bilgi vermek istiyorum. Tourette sendromu veya Turet sendromu; kısa aralıklarla meydana gelen istemsiz, hızlı, ani bedensel ve ses tiklerinin oluşturduğu nörolojik veya nörokimyasal bir hastalıktır. Tikler aniden ortaya çıkar. Hızlı, yenileyici bazen ritmik bazen de ritmik olmayan ses çıkarmalardır. İletişim kalitesini bozduğu gibi yaşam kalitesini de bozar. Tikler çok sık görüldüğü için  sosyal ortamlarda duramayacak boyutlara ulaşır. Bu bozukluklar yani tikler kafa sallama, kaş-göz oynatma, hayvan sesleri çıkarma, omuz oynatma, yüz buruşturma, farklı canlıların seslerini çıkarma ve buna benzer yüzlerce hareketi oluşturan yapıda olabilir. Tourette sendromu kalıtsal olmakla beraber, strese neden olan durumların da tikleri tetiklediği gözlemlenmiştir. Sınav kaygısı, yorgunluk, heyecan, panik, tiklerin şiddetini ve sayısını arttırır. Bu hastalık özellikle ergenlık döneminde büyük bir artış gösterir. Bu sendrom hakkında daha detaylı bilgiyi filmi izlerken edinebileceksiniz. Başkahramanımız olan Brad Cohen, köpek sesine benzer sesler çıkarıyor. Bu küçük detayı verdikten sonra filmin konusuna geçebiliriz. 

! Aşağıdaki inceleme ve yazılanlar filmin izleme seyrini ve keyfini değiştirmeyecek derecededir.

2008 ABD yapımı “Front Of The Class” dram ve biyografi türünde bir film. Gerçek bir hayat hikayesinden uyarlanan filmde Tourette sendromlu Brad Cohen’in hastalığın yol açtığı istemsiz tiklerden, hayatını bir türlü düzene sokamaması ele alınmıştır. Çocukluğundan beri tiklerle mücadele eden Brad sürekli dışlanarak yalnız kalmıştır. Çok bilinmeyen bir hastalık olması sebebiyle insanlar tarafından anlayışla karşılanmamıştır. Brad, sosyal ortamlarda insanları tikleriyle rahatsız ettiği zaman azar işitip gülünç duruma düşmüştür. Hastalığı ile ilgili yardım almak için birçok psikiyatriste başvurmuş fakat hiçbir sonuç alamamıştır. Hatta bununla ilgili Brad: “Psikiyatristlere göre sadece hiperaktiftim. Onlara göre dikkat çekmek için komik ve garip sesler çıkartıyordum.” der. Özelikle ilkokul zamanlarında sınıfındaki arkadaşları ve öğretmeni onun tiklerinden rahatsız olmuştur. Filmin ilk sahnesinden itibaren Brad’ın çocukluk ve gençlik yılları arasında geçişler olduğunu görebilirsiniz. Ortaokula geçiş yaptıktan sonra okul değiştirmiş, annesi ve okul müdürünün desteğiyle bu durumu aşmaya çalışmıştır. Fakat aynı çabayı babasında görememiştir. Çünkü babası da tikleri kontrol etmesi gerektiğini düşünüyordur. Babasının tiklerden rahatsız olması, sert tepkiler vermesi Brad’i büyük hayal kırıklığına uğratmıştır. Babasının bu kırıcı tutumu Brad ile babasının arasını iyice açılır. Annesi tam aksine film boyunca desteğini hiç azaltmamıştır. Bu rahatsızlığa çözüm bulmak için birçok yol denemiştir. Doktorların teşhis edemediği hastalığı teşhis etmiştir. Hastalığın tedavisi olmadığı için annesi bu durumu daha normalleştirmek adına Brad’i Tourette sendromlu kişilerin bulunduğu bir merkeze götürür. Brad tedirgindir ve karşısında göz kırpanları, burnunu çekenleri, ayaklarını yere vuranları, boynunu oynatayanları görünce “Acaba ben de diğer insanlara böyle mi görünüyorum?“ diye düşünür. Bunları yaşarken 12 yaşındadır. 

 

Filmde bu durumu dönüm noktası olarak ifade etmiştir. Büyüdüğünde eğlenceli kişiliği ve güleryüzü ile etrafına enerji saçan bir yetişkin olmuştur. Hastalığına rağmen kendisiyle çok barışıktır. En büyük hayali öğretmen olmaktır. İnsanlığa değer vermek ve değer katmak için bunu başarmak istemiştir. Pek çok insanın boyun eğdiği bu hastalığa boyun eğmeyen Brad, büyük bir azimle, yılmadan, umudunu kaybetmeden  mezun olmuştur. Mezun olduktan sonra birçok  iş başvurusunda bulunur. 

Özellikle iş başvurularında telefon görüşmesi yaparken çıkardığı sesleri köpeğim çıkarıyor diye söylemesi kötü hissetmesine neden olmuştur. İş başvurularından gelen olumsuz cevapların çoğu hastalığı bir engel olarak görmelerinden kaynaklanıyordur. Fakat Brad yılmadan başvurmaya devam eder. Bir süre sonra ekonomik sıkıntılar yaşamaya başlamış, babasından iş teklifi almış ve babasının yanında çalışmaya başlar. Fakat bunu istemediğinin farkındadır. Ordaki işi bırakmış ve tekrar öğretmenlik başvurusunda bulunmuştur. Sonunda bir okul onun öğretmenlik başvurusuna olumlu cevap verir. Bu iş görüşmesinde neden öğretmen olmak istiyorsun diye sorduklarında, şöyle cevap verir: “Bir öğrenci farklı olsa bile onun da öğrenmesini mümkün kılmak istiyorum. Bu arada hayatımdaki en iyi öğretmen Tourette sendromu oldu.“ demiştir. Ve sonunda başarmıştır: 2.sınıf öğretmeni olarak göreve başlamıştır. (Brad’in öğretmenlik serüvenini burada anlatmak istemedim çünkü Brad’in o heyecanına bizzat tanık olmanızı isterim.)

Sınıfındaki farklılıklara saygı duyan, eğitime farklı bakış açısı kazandıran Brad bu başarısı sayesinde ilk yılın sonunda en iyi çaylak öğretmen ödülünü alır. Brad kullandığı farklı şapkalarla derslerini daha eğlenceli hale getirip, farklı yöntem ve teknikleri de kullanmıştır. Ödülü alırken öğrencilerinden gelen mesajlar umutlu kalmayı bir kez daha hatırlatmıştır. Tourette sendromu ile ilgili öğretmenlerine “Sizi durdurmasına izin vermemeyi öğrendiniz. Hep devam etmeyi öğrendiniz. Kazanmasına izin vermemeyi öğrendiniz.“ gibi moral cümlelerini dile getiren öğrenciler, filmin sonunda yüzünüzü gülümsetecek ifadelere de yer vermiştir.

Baştaki sorduğumuz sorulara dönecek olursak filmi izledikten sonra cevabın daha anlamlı hale geldiğini görebilirsiniz. Umutlu kalmayı, hayata umutla devam etmeyi sürdürmek dileği ile…

Sınıf Öğretmeni * Farklı projelerde kişilerin hayatlarına dokunmaya çalışır. Fotoğraf çekmeyi hobi edinir ve farklı dallarda kitap keşfetmeyi sever.

POST COMMENT

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir